Arefesinde

Arefesinde
Turgenyev, devrim öncesini babalar ve oğullardan 2 sene önce 1960 yılında yayınlamıştır. İnsarov adında, Bazarov karakterinin oldukça kararlı sert tavrına benzeyen bir karakterle karşılaşıyoruz bu kitapta. Biri milletinin bağımsızlığı düşüncesiyle diğeri de hayat felsefesinin ona çizdiği yolda ilerlemeyi seçmiştir. Ne İnsarov’un ne de Bazarov’un kalbi arzusunu gerçekleştirip kapanmıştır. İkisinin de kaderi birbirlerine çok benzemektedir. Fakat Bazarov, Bulgar gence göre fikirlerinde daha kararlıdır. Aşk konusunda boş olmasa da inandığı felsefesi buna aykırı olduğu için aşkını reddeder. İnsarov da aşık olduğu kızı başta reddetmeyi düşünmüştür. Memleketine dönüp kendi milletinden bir kıza aşık olması davasına daha uygun olacaktır. Sonradan bunun ne zor olacağını gerçekten aşık olduğu bu kızı ne aklından ne kalbinden atmasının oldukça zor olacağından vazgeçmiştir. İki kitaptaki kadın karakter de kendisini seven erkeğe karşı boş değildir. Yani içinden çıkılmaz, kovalamacalı bir aşk hikayesi iki kitapta da yoktur. Her şey olağan akışında sürmektedir.
Bu kitap Türkçe çevirisinde bir çok isimle karşımıza çıkmaktadır; Devrim Öncesi, Arefe gibi fakat gerçek çevirisi “Arefesinde”dir. Sırasıyla, 1973’te Sinan Yayınevi’nin çevirisini Ataol Behramoğlu üstlenmiştir. 1991’deki İletişim yayınlarından çıkan çeviri de kendisine aittir. Tekrar İletişim’den çıkan son baskısını ise Ergin Altay çevirisiyle karşımıza çıkıyor. Babalar ve Oğullar kitabının Türkçe’ye neredeyse yüze yakın yayınevi tarafından çevrilse de bu kitabın sayısı beşe yaklaşmayan yayınevleri tarafından basılabilmiştir. Bunun sebeplerinden biri de kitabın tamamını yoğun bir biçimde kaplayacak kadar olmasa da Türk düşmanlığına varacak betimlemelerin kitapta yer verilmesidir.
Kısa bir Özet
İnsarov Rusya’ya okumaya gelmiş Bulgar bir gençtir. Bulgaristan’ın Osmanlı egemenliğinden kurtulup bağımsızlığına kavuşması isteğiyle gönlü yanıp tutuşur. Bir devrimci olarak geldiği vatan özlemiyle geldiği Rusya’da tanıştığı arkadaşlarından biri de Yelena adında Rus bir kızdır. Yelena aşık olduğu insanda yüz güzelliği, espri kabiliyeti gibi özelliklerden çok kendisiyle düşüncelerinin uyuştuğu havadan sudan muhabbetler yerine felsefe tarih gibi konuları konuşabileceği birini hayal etmektedir. Böyle birini elbette o yaşına kadar bulamamış ve çocukluğu da bu yüzden biraz yalnız başına geçmiştir. Tüm hayvanlara merhamet gösteren yüreği tertemiz bir kızdır. O sıralar konuşmakta olduğu erkek arkadaşının bazı yanları onu kendisine çekse de ona aşık olmadığının farkındadır. Kafasının böyle karışık olduğu sırada İnsarov’la karşılaşır. İnsarov arkadaş çevresi içinde sohbet ettikçe onun kelimelerinde kendine ait bulmaya başlar ve zaman geçtikçe ona aşık olduğunu fark etmiştir. Hayatında ilk kez böyle bir şey başına gelen Yelena tüm gün onu düşünüyordur artık. Bu geçen zamanda İnsarov da Yelena’ya karşı boş değildir, fakat oldukça milliyetçi olan karakteri Rus bir kızla gelecek düşünmeyi reddetmektedir. Yine de aşkı buna engel olur.
Spoiler yapmamak için kitabın son kısmına değinmedim. Oldukça beğenerek okuduğum bu kitabı okumanızı sizlerin de okumasını tavsiye ederim. 

Yorumlar