The Shining



THE SHINING


Stephen King'in, Türkçe'ye Medyum olarak çevrilmiş romanından uyarlama 1980 yılında yayınlanmış Stanley Kubrick'in başyapıt filmlerinden biridir. Gerilim ve gizem temalarının hakim olduğu filmde renkler ve seslerin kusursuz kullanımı yönetmenin yeteneğini gözler önüne sermekte. Kapalı bazı alanlarda dikkat çeken renkler akla Edgar Allan Poe'nun, Kızıl Ölümün Maskesi isimli hikayesini getiriyor. Tüm odaların her biri tek renkten ibaret olup, karakterleri ürküten gerçeğin saklandığı ise kırmızı odadır. Filmde sürekli duyduğumuz "Redrum"un, Edgar Allan Poe'nun kırmızı odası gibi "Murder" çıkarmış olduğunu varsayar isek bu benzetmemiz çok da aykırı olmayacaktır. Filmde dikkati çeken bir diğer etken ise müziklerin çok iyi kullanılmış olması. Nosferatu, sessiz sinema döneminde çekilmiş olmasına rağmen bizi nasıl gerilim orkestrası ile tüylerimizi diken diken etmiş ve kan akışımızı hızlandırmışsa aynısını The Shining'de de hissediyoruz.


Oyunculuk konusunda ise Jack Nicholson destan yazmıştır. Ses tonu, jestleri ve mimikleri o kadar basarılıdır ki akıllarda hala "Wendy, i'm home" repliği unutulmaz olarak kalır.
Danny rolunu oynayan Danny Lloyd ise filmde hayali arkadaşı Tony'nin onu yönlendirmesi sebebiyle sürekli annesi tarafından endişe edilmektedir ayrıca kendisi "Redrum" kelimesinin korkunç tınısını da zihnimize kazımıştır. Koridorlarda küçük bisikleti ile dolaşması da Saw'a referans olmuş olabilir. Devamlı karşısına çıkan ikiz kızlar ise kan donduran gerilim unsurlarından biri olmuştur.
Anne rolünde oynayan Shelley Duvall'in oyunculuğu diğerlerine göre geri kalmış olsa da karakteristik yüz hatları ve safinazımsı hali ile orijinallik katmış ve bu da bir gerilim filmine gayet yakışmıştır.
Her ne kadar Stephen King, yönetmeni kitabın dişina çıkıldığından ötürü eleştirmiş olsa bile kitap da film de oldukça başarılı eserlerdir. İzlenmesini ve okunmasını tavsiye ederiz.

Yorumlar